









|
|
Kulis
Taha Kivanc
"Olmaz" demeden okuyun...
Taraflarca tekzip edilmedigi icin anlatildigi bicimiyle tarihe gececek bir anekdotla baslayayim.
Prof. Mehmet Saglam, DYP'den politikaya atilmak uzere YOK baskanligindan istifa eder
etmez, tesekkur ve veda icin, kendisini o onemli goreve getiren Cumhurbaskani Suleyman Demirel'e cikar.
Bir sure sohbet edip lafi curuturler. Mehmet Bey'in beklentisi, Cumhurbaskaninin, "Senden sonrasi
icin tavsiyen nedir?" diye sormasidir, o soru bir turlu gelmez. "Eh, ben kalkayim Sayin
Cumhurbaskanim" der Mehmet Saglam ve kapiya yonelirken, "Efendim" der,
"Benden sonra kimi atarsaniz atayin YOK istikametten sapmaz; bu yuzden Kemal Guruz haric 63
rektorden herhangi birini yerime dusunebilirsiniz..." Suleyman Demirel bu tavsiyeden fazla mutlu
gorunmez ve "Merak etme Hoca" demekle yetinir.
Sonrasi malum: Cumhurbaskani anayasanin kendisine verdigi yetkiyi kullanarak yuksek
ogretimin basina birini atar; o kisi, Prof. Saglam'in 'atamamasi' tavsiyesinde bulundugu Kemal Guruz
olur.
Kemal Guruz, Istanbul Universitesi eksenli son basortusu bunalimi sirasinda ABD'deydi,
yeni dondu. Ilk islerinden biri YOK genel kurulunu toplayip basortusu sorununa 'nihai cozum' karari
aldirmak olacak. Bu arada bir dizi 'baska' yasakci karari da ayni organdan gecirme cabasina girecegi
soyleniyor.
YOK genel kurulunda kendisi icin 'catlak ses' anlamini tasiyan sozler sarfedecek sadece
iki isim kaldi: Prof. Sabahattin Zaim ve Prof. Ramazan Evren. YOK'te hala varliklarini surduren eski vali
Durmus Yalcin ve Prof. Fikret Eren gibi 'sag' bilinen isimler ise, epey bir sureden beri, Kemal
Guruz'un istedigi istikamette davraniyorlar. Prof. Eren'in "Bu kadar da olmaz" diye
isyanlari oynama noktasina geldigi her donemde, gazetelerin birinde, kendisinin vaktiyle Kurt Karaca mustear
adiyla 'Ulkucu' eserler kaleme aldigi haberleri yayinlatiliyor. Durmus Yalcin'in bu kadar bile
gozdagina ihtiyaci kalmadi.
YOK'un yarinki toplantisindan 'tarihi' kararlar cikacagi bir sureden beri kulislerde
kulaklara fisildaniyor. Universitelerin '28 Subat ruhu'na lafzen de sadik olduklari mesaji butun
acikligiyla verilecekmis. Kemal Guruz ve kadrosu, daha once hic alisilmamis bir davranisla toplantinin
provasini yapiyorlarmis: Toplanti nasil acilacak? Ilk sozu kim alacak? Oylama toplantinin hangi noktasinda
olacak? Isi saglama baglamak icin, anayasa geregi askeri uyesi zaten bulunan YOK'un bu 'tarihi
toplantisi'na Bati Calisma Grubu'ndan uc subay ayrica davet edilmis. Bu subaylar, toplantinin en
basinda, irtica tehlikesiyle basortusu arasindaki iliskiyi anlatacaklarmis. Kuruldan "Kemal
Alemdaroglu'na tam destek" karari cikmasi bekleniyor.
Toplantinin gundemi basortusu sorunuyla da sinirli degil; Kemal Guruz, toplantinin gercekten
'tarihi' bir anlam tasimasi ve kendisi icin belli cevreler nezdinde 'referans' yerine gecmesi icin, bir
dizi baska tedbiri de kurula getirecekmis, Bu haberi benim kulagima heyecanla fisildayanlar,
"Gecmisinde rektorluk, TUBITAK baskanligi bulunan YOK baskani, gelecegin basbakani neden
olmasin?" dusuncesinde idiler. Kemal Bey, bunu dusunup gelecege yatirim yapacak kadar hirsli biri.
Kurulda gorusulecegi bildirilen konulara goz atiyorum da, 28 Subat'ta MGK'dan gecen
tedbirler paketinin bir baska dille ifadesi oldugunu goruyorum. Olagan donemlerde aklindan zoru olmayan
kimsenin dile getiremeyecegi kadar keskin bazi dusunceler YOK'ten 'tedbirler paketi' olarak
cikartilmak isteniyor. Goreceksiniz, benim bu yazimi okudugunuz sirada, 'Kurt Karaca' adinin icinde
gectigi bir haber bir baska gazetede yayinlattirilacaktir. Fikret Eren'in pakete itirazinin belirleyici olacagini
bildikleri icin bu tedbiri gerekli goreceklerine eminim.
YOK, yurtdisinda egitim goren, cesitli devlet kurumlarindan burslu ogrenciler uzerinden bir
tirpan gecirmisti yakin zamanda; simdi o tirpanin daha keskin bicimde bir daha kullanilmasi dusunuluyor.
Gecen tasfiyede sadece 'dinci' dediklerini temizlemislerdi; bu defa, 'milli guvenlik siyaset belgesi'
icinde 'tehdit' olarak yer alan 'milliyetci' gencler de topun agzinda.
OSYM'nin yansiz sinavlarini kazanarak disarida okumakta olan burslu gencler yaninda,
kendi imkanlariyla master ve doktora yapanlari bile 'tedbir' alinacak bir kitle gorenler var. Bunlarin,
pasaportlari uzatilmayarak yurda donmeleri zorlanacakmis. Olacak sey degil.
Bazi muhtemel tedbirler de Imam Hatip cikislilarla ilgili. Bu okullardan mezun genclerin
yalnizca ilahiyat fakultesi ve ilahiyat yuksek okuluna gidebilmeleri, diger fakulte kapilarinin yuzlerine
kapatilmasi ciddi bir dusunce. Ayrica, universitelere arastirma ve ogretim gorevlisi alinirken adaylarin orta ve
lise ogretimde hangi okullarda okuduklarina daha fazla dikkat edilmesi, onceden alinmis Imam Hatip menseli
ogretim uyelerinin-bu arada Turk Ocagi ve Ulku Ocagi gibi derneklerde gorev yapmis olanlarin da- onlerinin
kesilmesi isteniyor.
Tedbirlerin kapsaminin ne olabilecegini arastirirken, "Goreceksin, bunlar da
olacak" diye onume serilen bazi noktalar daha var ki, onlarin, bugunku YOK'te bile, Kemal Guruz
baskan olsa da, gundeme gelebilecegini sanmiyorum. Ancak, 22 rektorun gorev suresinin onumuzdeki gunlerde
sona erecek olmasi, koltuklarini elden kacirmamak isteyenleri talimatlara acik kiliyor; bu bakimdan
universitelerde ne yapilmak isteniyorsa yarinki toplantida elde edilmeye calisilmasi cok da akil disi degil.
Bazilarinin hirslari vatan sevgilerinden de akillarindan da ileride cunku.
![ZAMAN ]lk Sayfa](/icons/9804/zaman.jpg)
© 1998 Feza Gazetecilik A.S.
|