|
Ben bazen konulara sonradan muttali olurum. Levent Kırca'nın
sebep olduğu RTÜK konulu tartışmanın öncesi de benim ilgim ve bilgim dışında
gelişti. Aileden sorumlu bayan bakanın bekaretle ilgili açıklaması dikkatimden
kaçmış... ‘Olacak O kadar Televizyonu’ ekibinin o açıklamadan esinlenerek
hazırladığı paradoyi de izlemedim. Başbakan Mesut Yılmaz'ın Konut'a çağırıp
bakanlar ve bürokratlarla yüzleştirdiği şanslı gazetecilerden olmadığım
için de onun anlattığı bekaret fıkrasını kendi kulaklarımla işitmiş değilim.
Ama ne çare, madem Kulis yazma görevi benim, bu kadar bilinmeyene rağmen,
yine de bir çift söz söyleme hakkımı kullanacağım.
Benim bildiğim, sanatçı milleti, hele başarılıysa, eylem
başa düşse bile, kendisini hareketsiz bırakacak bir eylem türünü tercih
etmez. Levent Kırca'nın, yüksek reytingli televizyon programını yayından
kaldırma kararını bu yüzden aklım almıyor benim. Ekip şefinin tuzu kuru
olabilir ve protesto eyleminden fazla etkilenmeyebilir; ama haftalıkla
çalışan sanatçılar "yayına son veriyoruz" haberini güle oynaya karşılıyorsa,
ya da sanatçı, protestoda ölçüyü kaçırıp "RTÜK dize gelene kadar açlık
grevi yapacağını" söylüyorsa, bunda başka bir iş var demektir... Bürokrasi
hicvini anlamıyor mu, sen de onu hicvediverirsin bu defa.
'Olacak O Kadar' ekibi Kanal-D kadrosundalar. Benim merak
ettiğim, tatile giren ekibin, kanal tarafından her hafta kendilerine ödenen
ücreti almaya devam edip etmeyeceği. Normali, kendisi, kendi arzusuyla,
kendi programına son verdiğine göre, 'Olacak O Kadar'ın, tatilde olduğu
sürece ücretten mahrum kalmasıdır. Ancak, eylemin türü ve biçimi, bunu
bir sorun haline getiriyor. Çünkü, Levent Kırca, programa son verme eylemini
RTÜK Kanal-D'yi kapatma verme kararı verdiği için yapıyor; dahası, Kırca
ve ekibinin eylemini Kanal-D de bütün gücüyle destekliyor... Sadece Kanal-D
mi? Patronların herbiri birbiriyle kanlı bıçaklı diğer kanallar, ülkemizin
büyük işadamlarına ait atv de, İnterStar da, Show-Tv de, protesto eylemine
gönülden destek veriyorlar.
Kanal-D, bilindiği gibi, Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin
de sahibi olan Aydın Doğan'a ait. Aydın Bey, çalışkan ve vatansever bir
işadamı; öyle olduğu için de, ülkemizin, çelik ağlar yanında enerji hatlarıyla
da örülmesi için canla başla çalışıyor. Bir kaç enerji santrali ve bir
kaç elektrik dağıtım şebekesi ihalesini, Aydın Doğan'ın da ortağı olduğu
şirketler kazandı. Aydın Doğan milyarlarca dolar kazanmasını sağlayabilecek
ihaleleri kazandı kazanmasına, ama, Levent Kırca'nın da başının derdi olan
RTÜK Yasası yüzünden, vatana hizmeti gecikiyor.
Sebep şu: RTÜK Yasası, radyo televizyonların yüzde 10’dan
fazla hissesine sahip olanların devlet ihalelerine girmelerini yasaklıyor;
bu yasak sebebiyle, ihaleler üzerinde kaldığı halde, para kazanamıyor Aydın
Bey. Aydın Doğan vatana millete daha fazla hizmet edebilsin, radyo ve televizyon
sahibi olduğu halde devlet ihalelerine girip milyarlarca dolarlık ihaleleri
üstlenebilsin diye, iktidar bir kıyak hazırladı ve RTÜK Yasası'nı değiştiren
bir tasarıyı Meclis'e sundu. Geçen hafta aniden gündeme alarak tasarının
yasalaşması için ciddi bir girişimde bulundu hükümet; fakat beceremedi.
Yasanın medya patronlarına devlet ihalelerini yasaklayan maddesini değiştirmek,
Meclis içtüzüğüne göre, en az bir yıl görüşülemez hale geldi.
Yasa değişmezse, ihaleler Aydın Doğan başta olmak üzere medya
patronlarına verilemez; medya patronları ihaleleri üstlenemezlerse milyarlarca
dolar kazanacakları vatan hizmetlerinden mahrum kalırlar... Sözün kısası,
devlet ihalelerinin iktidar tarafından kararlaştırıldığı gibi medya patronlarına
verilebilmesi için, RTÜK'ün bir biçimde engel olmaktan çıkarılması gerekiyor.
Görüyorsunuz, ne büyük bir tesadüf? Levent Kırca'nın program
yaptığı Kanal-D'nin patronu RTÜK'ten şikayetçi, RTÜK’ün ortadan kalkmasını
arzu ediyor; aaa bir bakıyoruz, Levent Bey de, programı yüzünden kanala
bir gün kapatma kararı veren RTÜK'ün üzerine anlamsız bir savlet başlatıyor.
Levent Kırca'nın açtığı "RTÜK'e hücum" çığırına, aa o da ne, sahipleri
devlet ihalelerini kazanmış diğer radyo ve televizyon kanallarının programcıları
da katılıyorlar... İşte ben buna 'büyük tesadüf' derim... Tabii Levent
Bey'in ve diğer programcıların RTÜK'ü hedef almasıyla patronların hesapları
farklı. Levent Kırca uçkur davasında, patronlar ise cebe takılılar...
Sanatçılar patron olmamalı bence; ya da patronların ayak
oyunlarına alet olmamalı. Keşke, enerji santrali ve elektrik dağıtım şebekesi
ihalesine Levent Kırca bizzat girseydi ve kazansaydı. Onun devlet ihalesine
girmesini yasaklayan bir madde olmadığı için RTÜK ile bir davası da olmazdı.
Bakanların boşboğazlıklarını, müstehcen fıkralarını, ya da bekaret sorununu
ele almak da medya patronlarına kalırdı; onların bu meraklarını engelleyen
bir yasa maddesi bulunduğunu da sanmıyorum.
Patronlar, bir oldu-bittiyle oyuna getirmek istedikleri milletvekilleri
tarafından ustaca püskürtüldüler, RTÜK o savletten paçayı kurtardı; daha
uyanık olduklarını zannettiğim sanatçıların zaman zaman gırgıra aldıkları
milletvekilleri kadar sağduyu gösterememeleri ise gerçekten ilginç... “Sanatçılar
çok komik” diyeceğim, ama onlar zaten komedyen değiller mi?
|